"YAZMAYA DAİR BİR KİRLİLİK ve FUHUŞA ZORLANAN TÜMCELER..." |
Yine bir zamana dahil olmanın, belli bir ad taşıyan bir günün parçası olmanın verdiği rahatsızlıkla sesleniyorum:
Bırak beni!
Çünkü ben, dün ve bugün arasında sıkışıp kalmaktan veya yarını düşünerek yaşlanmaktan çok, parmaklarımın altında tıkırdayan şu tuşlarla ilgileniyorum. Bunu yapmaktan zevk aldığım için değil veya bunu yapmaya devam
edeceğimden de değil. Yalnız bunu yapıyor olduğum için. Az önce de kukla yapıyordum örneğin.
Baş eğmesine tahammül edebilirim diye değil. Baş eğdirebileceğimi bildiğim halde, baş eğmesine izin vermeyeceğim için HİÇ DEĞİL! Ne yaparsa yapsın diye. Zaten böyle bir büyüklük anlayışı sunulmadığına göre çocukluğumuzdan beri bizlere, benim yaptığım doğrudur herhalde.
Kokuşmuş bir ezbercilik var kostümlerde. Elbise askısı gibi beyinler, tıkır tıkır ilişkiye giriyor dolomuşun camından yansıyan siluetle. Elleri nasır bağlayanlarla geriye kalanı ağ tutanlar, hepsi değilse de hepsi, açık seçik rüyadalar. Kokusuna benzin döküldü aynı rüyanın ve rengiyle mezar kazıldı. Kabus peşine kabus görürken eller yine nasır bağladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder