18 Ocak 2012 Çarşamba

Yolcu-luk


Yolda olmak hali karşılaştırılamaz. Ne bir evle, ne de ülkeyle. Bir yolculuk havası esmez yoldayken. Hazırlık yapılmaz. Bavul taşınmaz. Yoktur. Yokluklar taşınmaz. 
Hayalleri vardır çocuğun. Kendisiyle büyür hayaller. Yeterince büyüdüğünde, gerçekleşmezler. Hayaller devam eder yolculuklarına. Bir başkasının aklında, bir başkasının kulağında ve dilinde, kaleminde yeniden, yeniden, yeniden hayat bulurlar. Eksik olmaz geçmiş. Ama yeterince büyüyene kadar, engel olmaz geleceğe, geçmiş...
Yaşadığın yerden uzakta olma hayalleri kurmazsın örneğin yolculukta. Yaşadığın yerdir yolculuk. Bir binanın şeklini değil, duvarlarını çekersin fotoğraf makinan varsa, sorguya. Fotoğraf makinaları sorguya çeker yolculukta. Bir yerden tanıdık bir müzik gelir, kendini "yolunda" hissedersin. Gideceğin yere varmanın ümidi yoktur içinde ASLA! Gitmeğe binmiş insan, varmaz asla. Büyüdükçe büyür hayalleri çocuğun. En verimli yılında, soldururlar...
Burası kimsenin olmadığı bir ülke. Elini ayağını çekmiş, "yolunda" bir vücudu taşımakta olan yolcu, varolmamakla suçlanamaz; suçlandığı gibi bir çocuğun. Varlığının yetmemesi ihtimali yoktur yine yolculukta. Ve amaç değildir yolculuk. Sürüp giden bir varlığa dahil olmak hali, aşk gibi, yaşamak gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder